MAZLUMDER Kayseri Şb. Bşk. Yrd. Av. Abdullah Kaya, "İsrail rejimini eleştiren yazılı açıklama yayımladı. Kaya; İşgalci İsrail rejimi kurulduğu günden beri Filistin topraklarını işgal etmek suretiyle, on binlerce insanı öldürmüş, yüzbinlerce insanı yaralamış, sakat bırakmış; mallarına, ibadethanelerine, hastanelerine, okullarına zarar vermiş ve onları evsiz bırakmıştır. İşgalci rejim bunun da ötesinde işgal ettiği Filistin topraklarında büyük bir ambargo ve kuşatma uygulamış, Gazze’yi açık hava hapishanesine çevirmiş, Gazze halkına insani yardımların ulaşmasını engelleyerek büyük bir insanlık suçu işlemiştir."
MAZLUMDER Kayseri Şb. Bşk. Yrd. Av. Abdullah Kaya, yayımladığı mesajında şu görüşlere yer verdi;
"İşgalci İsrail güçleri, 7 Ekim sonrası süreçte silahsız ve savunmasız Gazze halkını havadan ve karadan, hedef gözetmeksizin ve asker-sivil ayrımı yapmaksızın bombalamaya başlamıştır. Bu süreçte işgalci İsrail hiçbir hedef gözetmeksizin okul, cami ve hastane gibi savaşta dahi mutlak surette korunması gereken insanların topluca bulundukları alanları bombalamak ve doğrudan sivilleri hedef almak suretiyle binlerce insanın ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermiş, soykırım suçu başta çok sayıda suç işlemiştir.
Dünya genelinde yapılan eylemlere ve gösterilen tepkilere rağmen soykırımdan vazgeçmeyen işgalci İsrail, 7 Ekim 2023 gününden bugüne dek geçen beş aylık sürede kimyasal silahlar da kullanarak 30.000’den fazla insanı katletmiş, on binlerce insanı ağır yaralamış, Gazze halkını açlık ve sefalete mahkûm etmiştir.
Uluslararası sözleşmelere, BM kararlarına ve Uluslararası Adalet Divanı tarafından 26 Ocak 2024 tarihinde açıklanan İhtiyati Tedbir Kararlarına rağmen işgalci İsrail, Filistin halkını topyekûn yok etme ve özellikle Gazze şeridinden sivil halkı sürgün etme gayesi ile doğrudan sivil insanları, özellikle çocukları hedef almak suretiyle Gazze halkına karşı açık bir soykırıma girişmiştir.
Birleşmiş Milletlerin yargı organınca verilen tedbir kararları ile İsrail’in Filistin halkına yönelik soykırım suçu işlediğine yönelik ciddi emarelerin varlığı kabul edilmiş ve özellikle alınan tedbir kararları ile devam eden soykırım fillerinin önlenmesine yönelik İsrail hükümetine birtakım yükümlülükler yüklenmiştir. Adalet Divanı tarafından verilen bu karar ile hukuken, aklen ve vicdanen varlığı inkar edilemez açıklıkta olan soykırım suçuna uluslararası bir mahkemece de dikkat çekilmiştir.
Bu kabulle Türkiye genelinde birçok ilde çok sayıda kişi ve kurumun da desteğiyle işgalci rejim ve unsurları hakkında suç duyurusunda bulunmuştuk. Aradan geçen bunca zamana rağmen soruşturma izni verilebilmesi için Adalet Bakanlığına gönderilen dilekçelerin gereğinin yapılmasını ve acilen soruşturma izni verilmesini bekliyoruz. Böylece BM nezdinde yargılanan işgalci rejimin yetkilileri evrensel yargı yetkisi kapsamında Türkiye’de de yargılanacak ve bu usul bölge ülkelerine de yayılırsa burunlarını bile dışarıya çıkaramayacak hale geleceklerdir.
Diğer taraftan 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Türkiye’den İsrail’e yönelik olarak ticari faaliyetlerin aralıksız olarak devam ettiği, özellikle bir takım ticari ürünlerin silah yapımımda kullanılan hammadde niteliğinde olduğu, birtakım ürünlerin ise doğrudan askeri malzeme vasfında olduğu ya da askeri amaçlarla kullanıldığı bilinen bir gerçek olup birçok medya organında da buna ilişkin bilgilere yer verilmiştir. Bu konuda eylemler ve basın açıklamaları yapılmış, bu ticaretin kirli bir ticaret ve suç olduğu kurumumuzca da her fırsatta dile getirilmiştir. Bu ticareti yapan gerçek kişi tacirler ve şirketlerin yöneticileri ikaz edilmiştir. Ancak bırakın azalmayı Ocak ve Şubat 2024 verilerine göre İsrail’le ticaret daha da artmıştır.
Türk Ceza Kanunu’nun Suça İştirak hükümleri içerisinde yer alan “Yardım Etme” başlıklı 39. Maddesinde, suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, on beş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezası verilebileceği, diğer hallerde ise yarı oranın da ceza verilebileceği öngörülmüştür. Maddenin 2. fıkrasında kişilerin işlenen suçtan dolayı yardım eden sıfatıyla sorumlu tutulabilmeleri için, fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamaları ya da suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmaları yeterli görülmüştür. Böylece TCK gereğince, yalnızca suçu işleyenin değil; aynı zamanda suçun işlenmesine yardım eden kişilerin de yardım eden sıfatıyla sorumlu tutulacağı hüküm altına alınmıştır.
Bugün suça yardım etme kapsamında Türkiye genelinde suç duyuruları yapacağız, dilekçelerimizi aynı zamanda ticaretin devam ettirildiği liman şehirlerinin savcılıklarına da göndereceğiz. Belirtmek gerekir ki soykırım suçu dışındaki suçlar, TCK’nın 11. maddesi kapsamında yabancı ülkede işlenen suçlara yardım kapsamında olacağı için Adalet Bakanı’nın iznini gerektirmemektedir. Bu yüzden kasten öldürme, kasten yaralama, işkence, cinsel saldırı yağma gibi suçlar yönünden izin alma gibi protokollere takılmadan derhal soruşturma başlatılması gerekmektedir.
Suç duyurularımızda, savcılıklarca yapılacak araştırma ve yürütülecek soruşturmalar neticesinde; işgalci ve soykırımcı İsrail ordusuna hammadde ve mühimmat temin eden, silah yapımında kullanılabilecek ürünleri ve her tür askeri malzemeyi ihraç eden, işgalin ve dolayısıyla suçların devamına katkı sağlayacak nitelikte ürünleri İsrail’e ihraç eden gerçek kişi tacirlerle, tüzel kişi şirket yöneticilerinin tespit edilerek, işlenen bütün suçlardan yardım eden sıfatı ile çeşitli şekillerde sorumlu tutulmalarını talep ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur."
ADANA (UHA) - REMZİ YILDIRIM
SON YAZILAR