İLK TÜRK KADIN GAZETECİ, SELMA RIZA FERACELİ

8 Mart Dünya Kadınlar gününde, geçmişten-günümüze siyasi, kültürel ve sanatsal başarı sağlayan ve yön veren kadınların ilkleri olan özel dosya haberimiz...

İLK TÜRK KADIN GAZETECİ, SELMA RIZA FERACELİ

Selma Rıza, 1872’de İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Şura-yı Devlet ve Meclis-i Âyan üyelerinden Ali Rıza Bey, annesi ise Macar asıllı asil bir ailenin İslamiyet’e geçmiş kızı Nâile Hanım’dır. Selma, çiftin yedi çocuğunun en küçüğü idi. Evde özel ders alarak yetiştirildiğinden iyi derecede Fransızca öğrendi. Ağabeyi Ahmet Rıza'nın Jön Türk hareketine katılması Selma Rıza'yı etkilemiş ve 1898 yılında, 26 yaşında iken Paris'teki ağabeyinin yanına giderek eğitimini Sorbonne Üniversitesi'nde devam etmiştir. Hatta orada eğitim alan ilk Türk kadını olmuştur.  İttihat ve Terakki Cemiyeti Paris şubesine üye olmuştur. Ahmed Rıza'nın çıkardığı ve Fransızca olarak yayımlanan Mesveret Gazetesi'nde, Suray-ı Ümmet Gazetesi'nde çalıştı. İlk Türk kadın gazeteci unvanını Paris yıllarındaki çalışmaları sayesinde aldı. Meşrutiyetin ilanından sonra Hilal-i Ahmer Cemiyet’inde çalıştı.

1897'de "Kardeşlik" adlı romanını yazar. Osmanlı kadınının kimlik mücadelesinin romandaki ilk temsilcilerinden olan Selma Rıza Hanım’ın 1897’de yazdığı bu romanı Sultan Abdülmecit zamanında İstanbul ve Beyrut’ta geçer. Yazar, cariye ve odalık gibi kurumlara değinir ve bu kurumlar etrafında gelişen aile yapısını sorgular. Ancak bu kitap dönemin karışık politik ortamında yayımlanamadı. Daha sonra bu roman gazeteci Nebil Fazıl Alsan tarafından bulunmuş, günümüz Türkçesine çevrilmiş ve Kültür Bakanlığı tarafından yazılışından ancak yüz yıl kadar sonra, 1999 yılında yayımlanabilmiştir.

1899 yılından itibaren “sosyal açıdan kadın” konusu ile ilgilendi; bu konuda bir uzman kabul edildi. Selma Rıza, 1908'de 2. Meiruyet'in ilanı üzerine İstanbul'a döndü. Yurda dönüşünden sonra gazetecilik yapmadı ancak sosyal hayatta rol almaya devam etti. Meşrutiyet'in ilanından sonra yeniden teşkilatlandırılan Hillal-i Ahmer Cemiyeti'inde çalıştı. Beş yıl boyunca genel sekreterlik yaptı ancak yönetimdekilerle görüş ayrılığına düşünce kurumdan ayrıldı.

1910-1912 yılları arasında iki roman daha yazdı ancak yayımlamadı. Daha sonraki yıllarda kadınların kendilerini birey olarak ifade etmesini ve sorunlarını iletmesini sağlayan Hanımlara Mahsus Gazete ve Kadınlar Dünyası gibi yayın organlarında da yazıları yayımlandı. İstanbul’da Müslüman Osmanlı kadınları için okullar açılması uğrunda mücadele etti. Meclisi Mebusan reisi olan ağabeyi Ahmed Rıza’nın da ön ayak olmasıyla Kandilli’deki Adle Sultan Sarayı’nın Türkiye’nin ilk yatılı kız lisesi olarak açılmasına yardımcı oldu.

İlk Türk kadın gazetecisi olan Selma Rıza Feraceli’nin yazıları yaşadığı dönemde çok ses getiren dergi ve gazetelerde yayımlanmıştır. Tanzimat Döneminde yeni fikir ve düşüncelerin geniş halk kitlelerine ulaştırılmasında devrin gazetelerinin çok önemli katkıları olmuştur. Tanzimat aydınları gazeteye ayrı bir önem vermişler ve bu çerçevede hem edebi hem de siyasi yazılarını gazetelerde yayımlayarak toplumsal değişime katkıda bulunmak adına halkı ellerinden geldiği kadar aydınlatmaya çalışmışlardır. Selma Rıza Feraceli gibi kadın yazarlar basın yayın çalışmalarının belirli bir seviyeye gelmesinde yadsınamaz bir öneme sahiptir.

Kadının kimlik mücadelesinin romandaki ilk temsilcileri sayabileceğimiz Fatma Aliye ve Selma Rıza'nın romanlarında eğitimli bir Osmanlı kadınının hayal ettiği aile modelini bulmak mümkündür.

Selma Rıza Feraceli, 59 yaşındayken -Şubat 1931 tarihinde hayatını kaybetmiştir.

 

 

UHA Haber Merkezi - ÖZKAN KARACA

BELEDİYELER

EKONOMİ